Sayfalar

10 Mayıs 2020 Pazar

Filmli son efsane Nikon FM3A

Nikon FM3A

Bu çevirimizde dijital fotoğrafın emeklemeye başladığı bir dönemde, Nikon’un başarılı mekânik F kameralarının son üyesi ve tamamen pilsiz,  mekânik olarak çalışabilen, Nikon FM3A’ nın üretilerek piyasaya sürülmesini inceleyeceğiz.  

Tüm zamanların en mükemmel mekânik filmli kameralarından birinin Dijital Çağda doğmuş olması mümkün mü? Evet. Yıl 2001 ve fotoğraf dünyası dijital devrimin ortasındaydı. Nikon D1, 1999 yılında piyasaya sürüldü ve Nikon D1X, dünyanın dört bir yanındaki kamera mağazalarında satılırken, Nikon’un manuel, mekânik filmli Nikon FM3A kamerası da onunla birlikte raflarda yan yana duruyordu. Nikon FM3A, Nikon’un amiral gemisi dijital Nikon D1X, Nikon F100, Nikon F5 gibi tamamen pille çalışan otomatik netleyen filmli kameralarının yanında düzinelerce dijital bas-çek kameralar arasında ANTİKA gibi duruyordu. Bu arada Nikon D1X'in üzerinde "Baaak, ben 4 megapiksel bir kamerayım" çıkartması bulunuyordu.

 
Peki, bu eski görünümlü Nikon FM3A da neyin nesiydi? Nikon, RETRO trendini mi keşfetmişti? Dijital miydi? Bu kamera, dijitalin fotoğraf dünyasını sallamasını önlemek için mi üretilmişti?

Nikon FM3A, profesyonel F modellerinin inanılmaz başarısını devam ettiren filmli kamera ailesinin son üyesidir. Nikon FM, FM2, FM2N, FA ve FE2 onlarca yıl satıldı. Sağlam ve Güvenilir olarak isim yapmaları için üretildiler. Nikon F kameraların büyüklüğü ve karmaşıklığı ile, özellikle F4 ve F5 kullanan profesyonellerin hem asıl hem de yedek kameraları olarak tercih edildiler. Bunun kanıtı olarak, Steve McCurry’nin çektiği ünlü “Afgan Kızı” fotoğrafı Nikon FM2 kamera ve Kodachrome 64 slayt film ile çekilmişti.
Bu arada, o dönemin elektronik filmli yeni kameraları, şimdilerde  umurumuzda bile olmayan çok ilginç teknolojilere sahipti. Bunlar, otomatik netleme, otomatik pozlama, matris ölçümü vb. Devrim niteliğinde olan bu bebek teknolojiler, KAMERALARIN GÜVENİLİRLİĞİNİ göstermiyordu. Fakat profesyoneller, elektronik kamera dünyasında bu yeni teknolojileri merak ediyordu. Devir dijitale dönmeye başladığı zaman mekânik kameraların piyasası halen vardı. Hatta bu gün bile var. FM3A, temel olarak, FM2, FM2N ve FE2 kameralarının en iyi özelliklerinin birleşimiydi. Nikon’un amacı, en başından beri, en iyi mekânik filmli kamerasına, çok güzel elektronik özellikler eklerken, aynı zamanda ciddi anlamda mekânik güvenilirlik ve sağlamlığı korumaktı. FM3A piyasaya çıktığında internette  ünlü olmuştu ve şöyle denilmişti: “Mükemmel Bir Filmli Kamera”,  “Filmli son efsane Kamera” ve “Neredeyse Mükemmel bir Kamera”.

FM3A mekânik olarak, Nikon'un sunduğu manuel kamera teknolojisinin zirvesini temsil ediyordu. Bu kamera en azından kaya gibi sağlam FM2 kadar güvenilirdi. Tüm perde hızı değerleri mekânik olarak kontrol edilen saniyenin 1/4000' ine kadar perde hızları vardı. Mekânik perde hızları, mekânik kameralar için, içinden çıkılmayacak kadar karmaşık teknik bir konudur.

Bu kameranın çalışması için pile ihtiyacı yoktur. Tamamen manuel ve mekâniktir. Uzun zaman sürecek bir gezintiye çıkıyorsanız, mesela iki yıllık bir maceranın sonunda bir sürü fotoğrafla geri dönmek istiyorsanız, tek yapmanız gereken şey, yanınıza FM3A ve yeterince film almaktır. Şarj cihazını ve yedek pilleri yanınıza almanıza gerek yok. Ancak unutulmaması gereken bir konu da çekimde size pozlamanızın doğruluğunu gösterecek bir de el pozometresinin lazım olacağıdır.
Kameranın altında iki tane LR44 pil takılabilen küçük yuvarlak bir kapak bulunmaktadır. Aslında kamera pilsiz çalışır. Ancak iki tane küçük saat pili (LR44) takarsanız, kameranız hem mekânik hem de elektronik özelliklere sahip olur. 
Bunlar;
1-) Pozometre (ışık ölçer)
2-) Diyafram öncelikli çekim modu (A modu)
3-) Pozlama kilidi
4-) TTL flaş telafisi
5-) Kameranın ISO/ASA seçimini otomatik yapabilmesi için DX film kodlaması.

Bu elektronik fonksiyonlar günümüzde dijital dünyanın önemsiz fonksiyonları gibi görünebilir ama kameralar 2001 yılında bile en son teknolojiye sahip değillerdi. FM3A'nın özellikle hibrit deklanşör sistemi teknolojik olarak halen bir mucize olmaya devam etmektedir.
Yukarıda açıklandığı gibi, kameranın fotoğraf çekmesi için pillere ihtiyacı yoktur, ancak güç verildiğinde, diyafram öncelikli (A modu) çekime izin veren, elektronik olarak kontrol edilen bir deklanşör devreye girer. Deklanşör sistemi, hem elektronik hem de kameranın tüm deklanşör hızlarında mekânik çalışmaya izin veren türünün tek örneğidir. Bu, özellik manuel kamera dünyasında benzersiz değilse de az bulunur. Leica M7, diyafram öncelikli özelliklere sahip mekânik bir şaheserdir. Fakat pilleri çıkarırsanız, sadece iki deklanşör hızını kullanabilirsiniz. FM3A ile pilleriniz bittiğinde 1/4000 saniyede çekim mi yapacaksınız? Dünya kadar filmi bitirene kadar saniyenin 1/4000' inde çekim yapmaya devam edebilirsiniz. (Dijital kameranızı pilsiz kullanmayı deneyin!)
FM3A ile çekim;
Dahili bir pozometre (ışık ölçere) sahip diğer mekânik kameradan farklı değildir. Filmi takın ve ilerleyişini ayarlayın, netlemek için vizördeki yuvarlak buzlu prizmayı kullanarak netleyin, diyaframı ayarlayın, vizörün sol tarafındaki pozlama ölçere (aşağıda) bakarak enstantane hızınızı ayarlayın ve deklanşöre basın. 

Pozlama kilidi fonksiyonu, pille çalışan ve “modern” kameralarla çekim yaparken sık kullanılan bir başka önemli özelliktir. Kamerayı çerçevenin karanlık bir alanına doğru çevirerek, gölgeleri manuel olarak ölçmek, pozlamayı kilitleyip, yeniden kompoze etmek ve sonra çekmek çok güzel bir şey.

Nikon FM3A ile çekimin sihirli yanlarından biri, kameraya eklenen elektronik özelliklerden hiçbiri manuel fotoğrafçılığı etkilememektedir. Kamera eski kardeşi FM2 gibidir. O hissi verir ve onun gibi çalışır; İsterseniz saklı bir kaç zil ve ıslık sesi çıkaran özelliği bile var.

Piyasadaki kısa ömür

FM3A sadece 5 yıl üretimde kaldı ve 2006 yılında üretimine son verildi. Diğer manuel kameraların kullanım ömrüne kıyasla, FM3A’nın üretim süreci nispeten kısa ve dijital zamanda pazara girmesi, FM3A’yı biraz tarihsel bir hata olarak gösteriyor. Ancak, bunların hiçbiri kameranın özelliklerini veya mekânik mükemmelliğini azaltmıyor.
















9 Mayıs 2020 Cumartesi

Canon EF ve Nikon F sistem farkı

MONTAJ ÇAPLARI FARKLILIĞI
Nikon F montaj çapı 44 mm’ dir. Canon EF ‘ de ise 54 mm’ dir. Arada 10 mm gibi küçük bir fark olabilir. Ancak konu lens dizaynı olduğunda bu 10 mm çok önemli olmaktadır. Bu arada Canon’ un f1,2 diyaframlı 50 mm ve 85 mm lenslerine karşılık Nikon’ un neden f1,2 diyaframlı AF lens yapmadığını merak ediyorsanız; Nedeni Nikon lenslerin montaj çapındaki bu 10 mm darlık buna neden olmaktadır. Bu dar çapla Nikon’un  f1,2 AF lens üretmesi çok pahalıya mal olmaktadır. 60 mm Odaktan daha düşük odaklı lensi üretmek özellikle çok zordur ve mikro bilgisayarın kontaklarını lensin arka kısmındaki merceklerin bitimine eklemek gerekmektedir. Bu arada Nikon’ un klasik 58 mm f/1.2 lensi nasıl yapıldığını merak edenler varsa, bu lensin üretimi için arka taraftaki mercekler, mikro bilgisayar kontaklarına yer açabilmek için inceltilmiştir.
Solda Canon lens çapı ve sağda Canon' dan daha küçük Nikon lens çapı görülüyor.
Nikon'un Canon'a göre 10 mm daha dar alanda iyi lensler yapabilmesi mühendislik başarısıdır. 

MEKANİK DİYAFRAM KOLU:
Nikon’un dezavantajlı olduğu başka bir konu da; Bir çok lenste yer alan mekanik diyafram koludur. Klasik manuel ve eski D tipi veya en yeni G lenslerin tümünde diyafram değerini en büyük değerde bırakılır ve bu mekanik kol her bir fotoğraf çekimi için diyaframı olması gereken değere getirir.
Nikon lenslerde bulunan mekanik kol
Lens kameraya takıldığında diyafram tamamen açıktır ve netliğin yapılabilmesi için ışık netlik sensörüne gider. Fotoğraf çekmek için deklanşöre basıldığı anda kamera gövdesindeki başka bir kol, pozometrenin ölçtüğü ve olması gereken diyafram değerini bu mekanik kolu aşağı bastırarak diyaframı uygular ve fotoğraf çekilmiş olur.
Bu mekanizma kamera gövdesi tarafından kontrol edilmektedir. Hassasiyeti ve kesinliği pozlama için çok çok önemlidir. Çünkü bu kolun doğru diyafram değerini uygulatması PARLAKLIK ve ALAN DERİNLİĞİNİ etkilemektedir. Mekanik kol, seri modda yapılan çekimlerde kameranın doğru pozisyonu tekrar tekrar uygulamasına zaman kalmayabilir ve sonuç olarak fotoğraf istenen netlik ve parlaklıkta olmaz.
Bu mekanik kol, diğer 3. parti adaptörlerle kullanılmayı zorlaştırmaktadır. Çünkü adaptör'deki kolun, diyaframın doğru değerini uygulaması oldukça zordur. Başka bir marka adaptörün elektronik işlemci tarafından kontrol edilen mekanik kola ihtiyaç duyduğu bir adaptörün çok pahalı olacağı herkesin malumudur.
Bu işlem Canon’ da ise lenste bulunan elektro manyetik diyafram sayesinde mekanik bir işlem olmadan elektronik yolla gerçekleşmektedir. Kamera olması gereken diyaframı, lense diyafram kontaklarıyla bildirmektedir. Her çekimde mekanik bir işlem gerçekleşmediği için her çekimde sonuçların değişik olma olasılığı yoktur.  Yani daha hatasız pozlama yapılmaktadır.
Canon, tüm EF ve EF-S lenslerde tamamen elektronik diyafram sistemine geçmesine karşılık Nikon, daha yeni E tipi denen elektronik diyaframlı lenslere geçmeye başlamış ama bu sistem, çoğunlukla süper tele lensler ve yüksek kaliteli lenslerde bazı sınırlamalar nedeniyle G tipi olarak üretilmeye devam edilmektedir.

4 Mayıs 2020 Pazartesi

Eski Nikon lenslerin ve gövde ile haberleşmesi

Nikon, F sistemi için geliştirdiği lenslerde aşağıda görülen tek parça metal bilezik kullanmıştı. Lensin dışını kaplayan siyah parçanın tek parça metal bileziğin üzerinden geçtiğine dikkat edin. Tek parça metal bilezik tüm lenslerde değişmeden kullanılmıştır.

1977 Yılında otomatik diyaframlı (AI) lense geçtiklerinde, lensin üzerindeki en büyük diyafram değerinin kameraya iletilmesi için bir çözüme ihtiyaçları vardı. Çözümü, aşağıda görülen lensin en dışındaki siyah halkaya bir ÇIKINTI ekleyerek buldular.
Kamera gövdesinde lensin takıldığı dış halkanın üzerine aşağıda görülen hareketli bir ÇIKINTI eklediler. Bu çıkıntı, AI lensin kenarındaki çıkıntı tarafından itilerek, kameranın lensin üzerindeki en büyük diyafram değerini anlamasını sağlıyordu. Adı, Diyafram Birleştirme Halkasıy’dı. Bu halkayı parmağınızla yavaşça SOLA doğru iterek hareket ettirebilirsiniz. Bu halka günümüzde üretilen üst seviye DSLR kameralarda bile AI lensleri kullanabilmek amacıyla kullanılmaktadır. 2008 Yılındaki Nikon D90 ve öncesi gövdelerde yoktur ama 2010 yılındaki D90'dan sonraki gövde olan, Nikon D7000' de kullanılmaya başlanmıştır. Fakat garip bir şekilde 2017' de piyasaya çıkan Nikon D7500' de kullanımından vazgeçilmiştir. Nedenini anlamak gayet basit. Nikon D500' e   rakip olmaması içindir.  
Bu ÇIKINTI, AI lensin anahtarıdır ve lens onu ne kadar hareket ettirirse kameraya en büyük diyafram değerini bildirmiş olur.
2000 Yılında üretilmeye başlayan G lenslerde bu çıkıntı bulunmamaktadır. Çünkü artık gövde ve lens elektronik kontaklarla haberleşmektedirler.
NON AI yani otomatik diyafram özelliği olmayan lensler böyle bir çıkıntıya sahip değildirler. Aşağıdaki fotoğraftaki NON AI lens, gövdeye çok bastırılmadan takılmıştır. Eğer fazla bastırılırsa kameradaki halkaya zarar verebilir. Çıkıntısı olmayan kameralara zarar vermeden takılabilir ama kameranın pozometresi  çalışmaz. 

18 Ocak 2019 Cuma

Nikon Lenslerin Mekânik Tarihçesi

Bu çeviride Ken Rockwell’in hazırladığı Nikon markasının mekânik lens tarihçesini bulacaksınız.

1959 Nikon F (pre-AI veya Non-AI): Otomatik olmayan Diyafram

Non-AI ve Pre-AI bayonetli lensleri kullanan ilk fotoğraf makinesi, Nikon tarafından 1959 yılında Nikon F olarak piyasaya sürüldü. Bu lensler, yukarıdaki fotoğrafta görülen 5.6 diyafram değerinin hemen altında gördüğünüz, diyafram halkasını birleştiren çatal dişli bir mekanizmaya sahipti. Bu lens, 1977 yılından önce üretilen kameralarda kullanmak istenirse, kameranın ölçüm yapabilmesi için; Lensi makinaya taktığınızda, diyaframı önce en büyük değere daha sonra ise en küçük değere getirmeniz gerekiyordu. Eğer bunu unutursanız pozometrik ölçümünüz hatalı oluyordu.
Nikon Nikkor-H 50mm f/2 NON-AI lens
Bu lensi şu özelliklerinden tanıyabilirsiniz.

1-) Lensin diyafram değerlerinin arkasındaki metal çatal dişlinin varlığı




2-) Diyaframın kamera tarafından otomatik olarak algılanması için lensin arka tarafına eklenen birleştirme çıkıntısının yokluğu. Aşağıda solda yer alan fotoğrafta görülen lens, AI lenstir ve MAVİ okla gösterilen pim NON-AI lenste yoktur (sağdaki NON-AI lense bakınız). Sağdaki fotoğrafta ise NON-AI ve AI lensin montaj kısımları görünmektedir.

3-) Diyafram halkasının en gerisinde bulunan ve bazı model kameralarda direkt olarak diyaframın dışarıdan okunmasını sağlayan küçük yazıyla yazılmış diyafram değerlerinin yokluğu.

AI lens

NON AI lens
Bu yapı, 1977’ de AI serisi (otomatik diyaframlı) tam uyumlu lensler çıkıncaya kadar kullanıldı. Tüm modern Nikon lensler, diyafram halkası olmayan G lensler hariç, halen ilk çıkan Nikon gövdelerle bazı durumlar dışında tamamen uyumludur. Güzelliğe bakar mısınız?

NON-AI lensler, otomatik diyaframa (AI) dönüştürüldükten sonra modern SLR gövdelere takılabilmekse ise de Nikon FA, Nikon F4 veya AF kameralarda matrix ölçüm sistemi kullanılamamaktadır. Çünkü NON-AI lenslerde aşağıdaki şemada kırmızı yuvarlakla gösterilen çıkıntı yoktur. Bu çıkıntı  lensin hızını algılayıp (Lens Speed Indexing Post) kameraya bildirir.
Otomatik diyafram, lensin arkasındaki pim sayesinde kontrol edilmektedir. Siz çekeceğiniz konuya vizörden bakarken; Bu pim, diyafram yaylarını tutarak, diyafram yapraklarının kapanmasını önler. Fotoğrafı çekmek üzere deklanşöre bastığınızda, makinanın içindeki mekanizma, bu pimi serbet bıralır ve diyafram sizin (A modu) veya makinanın (P, S modu) ayarladığı değere çok hızlı bir şekilde getirerek, ayarlanan diyafram uygulanmış olur. Fotoğraf çekildiğinde ise bu pim yine diyaframı açık konumuna getirir. 
Otomatik diyafram pimi
1977 Yılından sonra üretilmiş bazı gövdeler NON-AI lenslerin kullanımına imkan verecek şekilde üretilmiştir. Nikon’un FE, FM, F3 ve F4 gövdeleri, özel bir diyafram birleştirme halkası ile üretilerek NON-AI lenslerin takılmasına olanak vermektedirler. Günümüz DSLR kameralarından da sadece Nikon Df modelinde bulunmaktadır.
Solda AI ve sağda NON-AI lensin Nikon Df’ye takılması. Diyafram birleştirme halkasının AI lenste yatık konumda ve NON-AI lenste dik durduğuna dikkat ediniz.

Ölçüm, otomatik diyafram özelliği olmayan lenslerde kullanılan yöntem olan stop-down denilen yöntemle yapılmaktadır. 


Nikon F6' ya NON-AI lenslerin kullanılması amacıyla özel bir halka konulmuş ve 60 yıl önce üretilmiş bir lensi bile kullanmanıza olanak sağlanmıştır. Bu Nikon’un geçmişten geleceğe bir vasiyetidir. Nikon F6 alan derinliği kontrol tuşuna ilave olarak AE-Lock tuşları ile ölçümü yapmakta ve hatta kendisi ölçtüğü diyafram değerini uygulayabilmektedir. 

PRE-AI veya NON-AI lensler D40, D40X, D70 ve D80 gibi dijital gövdelere de takılabilirler ancak pozometre çalışmaz ve tahmini değerler kullanmanız gerekir.


AI (Automatic Indexing): 1977

Nikon Nikkor 50mm f/1.4 AI
1977 Yılında gerçektende ilerleme kaydedildi. Eskiden yaptığınız gibi, her yeni lens taktığınızda, diyafram halkasını önce en büyük değere sonra da en küçük değere getirerek kameraya tanıtmanıza gerek kalmıyordu. O günden bu yana diyaframlar otomatik bir şekilde çalışmaya başladı ve buna Otomatik Diyafram kısaltması olan AI (Automatic Index) dendi.

AI ve veya AI’ya dönüştürülmüş bir lens, bu gün bile en son dijital gövdeler olan D300, D3 veya F6 ‘da mükemmel bir şekilde çalışmaktadır. Bu lensleri D300, D3 veya D2X vb. dijital gövdelere taktığınızda lens bilgisini manuel olarak kameranın menüsünden girersiniz ve hem matrix ölçüm sistemini kullanabilirsiniz hemde çektiğiniz fotoğrafın EXIF bilgilerini de görebilirsiniz. Hepsinden önemlisi bu lensi, kameranıza direkt olarak takarsınız. Yani konvertere ihtiyacınız yoktur.

AI lensleri şu özelliklerinden tanıyabilirsiniz.

1-) Diyafram halkasının arkasında plastik birleştirme (altta fotoğrafta kırmızı ile gösterilen) çıkıntısı mevcuttur. Görevi, gövdede bulunan (bir alttaki fotoğrafta kırmızı ile gösterilen), diyafram birleştirme halkasını iterek, kameraya lensin en büyük değerini bildirmektir.


2-) Diyafram değerlerinin küçük rakamlarla yazılmış ikinci bir skalasını, lensin makina gövdesine en yakın olan kısmında görebilirsiniz. Aşağıdaki fotoğrafta en altta yer alan küçük rakamlarla yazılmış diyafram değerleri, bu lensin AI lens olduğunu ya da NON-AI lensten dönüştürülmüş olabileceğini gösterir.

Küçük rakamlarla yazılmış bu skalanın amacı ise, lensin kullanıldığı bazı eski gövdelerde, kameranın pilini harcamadan diyafram değerlerini, vizördeki minik optik sistemler sayesinde dışarıdan okunabilmesidir. Bu sisteme ADR (Aperture Direct Readout yani diyaframı direkt dışarıdan okuma). Aşağıda Nikon FE2 kameranın ADR sistemi görünmektedir. 1 Numara ile belirtilen optik sistem, kameraya bir AI lens takılınca, vizörden baktığınızda, diyafram öncelikli modda kameraya verdiğiniz diyafram değerini pil harcamadan görmenizi sağlamaktadır.
3-) Diyafram halkasını birleştiren metal çatal dişlinin iskeletine f8 ve f4 değerinin olduğu yere 2 tane delik konulmuştur. Işık, bu deliklerden geçip,  diyafram öncelikli yapılacak çekimlerde seçilen diyafram değerinin vizörden (ADR) daha iyi okunması sağlanır.



Tüm AI lensler, Nikon’un F bayonetini kullanmaktadırlar ve günümüze kadar üretilen tüm SLR kameralara uyumludur. Bu manuel lensler, ucuz AF ve dijital gövdelerde kullanıldıkları zaman ölçüm yetenekleri kaybolmaktadır. Günümüz DSLR kameralarda sadece A ve M modunda çekime izin vermektedirler.  

AI ve AI-s Lensler arasındaki fark, Nikon FA gövde kullanırsanız ortaya çıkmaktaydı. Sadece AI-s 135 mm ve daha uzun odaklı AI-s lensleri FA gövdede kullanmanız durumunda P modunda kamera, fotoğrafta el titremesi kaynaklı bulanıklığı azaltmak için yüksek perde hız programına otomatik olarak geçmekteydi.

NON-AI, AI ve AIS lenslerin farklarını kısaca özetlemek gerekirse;
1-) NON-AI ve AI lenste bulunan metal çatal dişli NON-AI lenste deliksiz olarak ve AI ile AIS lenste ise delikli olarak bulunmaktadır.
2-) NON-AI ve AI lenste yazılı olan en büyük diyafram değeri olan f16 MAVİ renkle boyanmıştır.
3-) AIS lenste ise en büyük diyafram değeri olan f16 TURUNCU renkle boyanmıştır.

Nikon E Serisi 1979

Nikon 1970’lerde çok pahalı profesyonel lensler üretiyordu. Ekonomik durumu iyi olmayan insanlar; Ancak indirim yapıldığında bu lensleri alabiliyorlardı.

Nikon amatör pazardaki payını arttırmak için E serisi adını verdiği optik kalitesi yüksek lens üretmeye karar verdi. Amatör kullanıcılar için ucuz mekaniği olan ve basit tekniklerle üretilebilecek iyi bir fikir geliştirdiler. Bu ucuz mekanik lensler, bu gün Nikon’un ürettiği plastik AF lenslerden sağlamlık yönünden daha iyiydi.

E serisi lenslerin optiği harikaydı. Odak uzaklığı ve diyafram tasarımı basit ama harika performans verebilecek şekilde geliştirilmişti. Örnek olarak 100 mm f/2.8 lens çok az bir paraya mükemmel iş çıkarıyordu. Pahalı 105 mm f/2.8 AFD mikro lensin ve 80-200 mm f/2.8D AF-S lensin f/2.8 diyaframda verdiği keskinlik ile aynı, zaman zaman onlardan daha keskin sonuçlar veriyordu. 80-200 mm f/2.8D AF-S bir lens içinde kullanılan karmaşık optik sistemler nedeniyle pahalı olmak zorundadır fakat 100 mm f/2.8 lensi ucuza mal etmek mümkündü.

E Serisi lensin en basit olanının merceklerini tekli kaplama ve diğerlerini ise çoklu kaplama yaparak üretilmiştir. Nikon’un tasarımcıları bu işlemleri yaparken neye ihtiyaçları olduğunu ve ne yaptıklarını çok iyi biliyorlardı. Klasik tasarım E serisi sabit odaklı lenslerin bir çoğu çoklu kaplama gerektirmiyordu.

İlk E serisi lensler biraz çirkindi. Siyah ve krom renkli Nikkor lenslerde yer alan kavrama halkası yoktu. Bu nedenle netlik halkasının plastiğindeki çıkıntılar kullanımı zorlaştırıyordu.  Bir iki yıl içinde Nikon lensi güncelledi ve krom renkli halkayı da diyafram halkasının yanına ilave ederek, netlik halkasının plastik kısmının çıkıntılarının oluşturduğu engeli önleyerek, lensin Nikkor lenslerin görünümüne çok yakın olması sağlanmış oldu.

Bu mükemmel lensler asla popüler ve çok tercih edilen lensler olmadılar. Çünkü Nikon çok dürüst davranarak lensin tüm özelliklerini açıklamıştı.

Geçmişte, lenslerde plastik aksam kullanımı suç işlemek gibi bir şeydi. Nikon E serisinde az plastik kullanılmıştı. Bu gün her şeyin plastikten yapıldığı ve geçmişte ise metalden yapıldığını ve çok ağır olduğunu söylemeye gerek yok sanırım. 

Nikon, E serisi lensler için Nikkor ismini kullanmayarak, bu ismi profesyonel fotoğrafçılar için ürettiği lensler için kullanmıştır. Bu nedenledir ki bir çok kullanıcı bu lensleri almaktan korkmuş, çok az bir kesim bu lensi satın almıştır. İnsanların çoğu garip bir şekilde aslında ne ürettiklerini açıklamayan ve dürüst olmayan firmaların ürünlerini tercih etmişlerdir. Elbetteki bu çok kötü bir tercihti. Çünkü E serisi lenslerin en kötü fotoğrafları bile diğerlerinin en iyi fotoğraflarından daha iyiydi. Günümüzde üretilen AF lensler, E serisinden daha ucuzdurlar ve Nikkor ismi ile üretilmişlerdir. Bazı çok pahalı AF-S lenslerin filtre sistemlerinde bile plastik kullanılırken, E serisinde metal aksam kullanılmıştı.

Bazı E serisi lenslerin optik mekanizmaları en yeni AF Nikkor lenslerde kullanılmıştır. 2001 yılına kadar satılan İlk 28mm f/2.8 AF ve AF-D  lensler E serisinin 5 eleman dizaynına, 70-210 f/4 AF ise 70-210 E serisi dizaynına sahipti.

Nikon E serisinde, Nikon’un süper kalitedeki 7 yapraklı diyaframı kullanmıştır. Tüm E serisi lensler AI-s bayonetlidir ve tüm manuel ve AF SLR gövdelerle kullanılabilmektedir. Bazı ucuz AF gövdeler ve Nikon D100 ile tüm diğer manuel lenslerde olduğu gibi ışığı ölçen pozometre çalışmamaktadır.

2007 yılında Nikon PC-E lenslerinin elektronik diyaframlarında E serisi lenslerin dizaynı yeniden kullanmıştır.

Al-S Lens 1981

Nikon Nikkor 28mm f/2.8 AI-s. Çift diyafram değerlerine dikkat.
1982 yılına kadar Nikon’un ürettiği kameralar, diyafram öncelikli (A modlu) ve Manuel modlu kameralardı ve P modu Nikonda henüz yoktu. Rakipler  P modlu kameralar üretip piyasaya sürüyordu. Bunun üzerine Nikon da ilk P modlu kamerası Nikon FG’yi 1982 yılında üretti. Üretimi yaparken de mevcut AI lenslerin diyafram durakları arasındaki mesafenin eşit olmaması nedeniyle, 1981 yılından itibarende diyafram durakları arasındaki mesafesi eşit olan AI-s lensleri üretmeye başladı.

AI-S ve AI lensleri birbirinden

1-) En büyük diyafram değeri f/32-22 ve ADR (diyafram değerini dışarıdan okunmasını sağlayan optik sistem) için ikinci ve küçük bir diyafram skalası bulunmaktadır. Bu değerlerden en büyük diyafram f/32-22 olan turuncu renktir.

2-) Aşağıdaki fotoğrafın ortasında görülen kırmızı renkle gösterilen oyuk bulunmaktadır.
Fotoğrafta kırmızı ok ile gösterilen çentik (oyuk) bu lensin AI-s lens olduğunu kamerada bulunan özel bir anahtarla kameraya bildirir.
AI-s lenslerin geliştirilmesindeki nedeni anlamak için önce fotoğraf çekimi sırasında lens ve gövde arasında olup biteni incelememiz gerekir.

Fotoğraf çekimi sırasında ışık, lensten diyafram yaprakları açık olarak geçer (Aşağıdaki şekilde sağda görülmektedir).
Kamera pozometresi, içeri giren ışığı değerlendirilerek perde hızı ve diyafram olarak bir çekim değeri oluşturulur. Fotoğrafçı da bu değerleri uygun görürse deklanşöre basarak fotoğrafı çeker. İşlem şöyle gerçekleşir; Kameranın gövdesindeki diyafram kolu (aşağıda solda sarı renkle gösterilen ok), lensin arka tarafında bulunan ve diyafram yapraklarının açılıp, kapanmasını kontrol eden pimi (aşağıda sağda kırmızı ok) en başta ölçülen diyafram değerinin uygulanabilmesi için ineceği yüksekliğe indirerek, diyaframın uygulanmasını sağlar.
1982 Yılına kadar piyasadaki Nikon kameraların çekim modları A (diyafram öncelikli) ve manuel pozlama şeklindeydi. A modunda çekim yapmak için diyaframın üzerindeki diyafram değerini elinizle çevirerek seçiyordunuz ve kamera buna uygun gelen perde hızını hesaplıyordu.  

İlerleyen teknoloji ile birlikte artık perde ve diyaframın kamera tarafından hesaplanıp, uygulandığı P modlu ve perde hızı öncelikli S modlu kameraların üretilme zamanı gelmişti.

Ancak P ve S modlu kameralarda diyafram değeri, eski kameraların aksine kameranın kendisi tarafından hesaplanıp, uygulanmak zorundaydı ve mevcut AI lensler bunu yapamıyordu. Çünkü AI lenslerin diyafram durakları arasındaki mesafe eşit değildi ve büyük diyafram değerlerine doğru gittikçe mesafe kısalıyordu. Bu ise diyaframın gövdeden kontrol edildiği P ve S modlu çekimlerde pozlama hatası yaratıyordu. Çözüm ise diyafram piminin diyafram durakları  arasında eşit olarak hareket ettiği AI-s lenslerin üretilmesiydi.

Aşağıdaki şekilde AI-s ve AI lensin diyafram durakları arasındaki mesafe sorunu açıkça görülmektedir. AI-s lensin pimi her durakta eşit olarak ilerlerken, AI lensin pimi büyük diyafram değerlerine gidildikçe ilerleme miktarı azalmakta bu ise pimin kamera gövdesinden kontrol edildiği P ve S modlu çekimlerde yanlış diyafram uygulanmasına ve hatalı pozlamaya neden olabilmekteydi.
1982 Yılında Nikon, P modlu FG modelini duyurdu. Bu kamera P’nin yanısıra A ve manuel modda da çekim yapılabiliyordu. Nikon olaya tam zamanında müdahale ederek AI-s lensi 1981 yılında üretmeye başlamış ve sorunu çözmüş gibi görünüyordu.

Ancak bir sorun daha vardı. O da Nikon FG ve daha sonra üretilecek  gövdelerde AI lensle yapılacak P, S modunda çekimlerde; Yukarıda sözünü ettiğimiz diyafram durakları arasındaki mesafenin eşit olmaması nedeniyle pozlama hatası meydana gelme ihtimali çok kuvvetliydi. İşte bu soruna da Nikon mühendisleri o dönemde üretilmiş 5 farklı kameraya KAPALI DEVRE pozlama sistemi denilen ikinci bir pozlama sistemi yerleştirerek çözüm buldular.

Sistem, kamera tarafından başta ölçülen diyafram değeri ile lens piminin, kamera tarafından aşağı indirildiği (diyaframın uygulandığı) anda devreye girerek, ışığı gerçek zamanlı olarak ölçüp, pim pozisyonunda bir hata varsa (örnek ilk pozometre f16 ölçü ve kamera f16’yı uyguladı. Bu sırada KAPALI DEVRE pozlama devreye girerek, örnek pozlamada f11 gerekiyorsa  olaya diyafram yerine PERDE HIZINI YÜKSELTEREK VEYA DÜŞÜREREK MÜDAHALE ediyordu.  Yalnız, sistem yaptığı düzeltme ile ilgili fotoğrafçıya bilgi vermiyordu.

Şu anda kullandığımız kameralar AI ve AI-S lensi ayırt edemezler. Çünkü günümüzdeki kameralarda; Gövdeye takılan lensi ayırt edecek pim (aşağıdaki fotoğrafta kırmızı ok) yoktur. Bu nedenle her iki lense de aynı işlemi yapmaktadır. Bu lensleri ayırt edebilen 5 kamera üretilmişti. Bunlar, Nikon FG (1982), Nikon FA (1983), Nikon F-301 (1985), Nikon F-501 AF (1986) ve Nikon F4 AF (1988) idi.
Nikon FA kamerasının lens montaj kısmı. KIRMIZI okla gösterilen pim, AI-S lenste bulunan çentik, bu pimi serbest bırakırsa, kamera lensin AI-S lens olduğunu anlıyordu. MAVİ okla gösterilen anahtar odak uzaklığı bildirme çıkıntısını okuyarak (bu çıkıntı, 135 mm ve daha uzun odak uzaklığı olan lenslerde bulunuyordu) lensin odak uzaklığı hakkında bilgi sahibi oluyor ve elde yapılacak çekimlerde titreme kaynaklı sorun olmaması için P ve A modunda yapılacak çekimler için yüksek hız programına otomatik olarak geçerek, yüksek perde hızı değerleri veriyordu.
Tüm AI-s lensler aynı zamanda AI lenstirler.
Tüm AF, AF-I ve AF-S lensler aynı zamanda AI-s lenstirler.

AF (Autofocus): 1986

Nikon’un geleneksel AF lensleri, gövdeden çıkan tornavida uçlu çıkıntı sayesinde netlik yapmaktadır. Alttaki sağdaki fotoğrafta MAVİ okla gösterilen çıkıntı, lens gövdeye takıldığında, soldaki fotoğrafta KIRMIZI renkli okla gösterilen vidaya benzeyen yivli yere girerek, tıpkı bir tornavida gibi sağa-sola döndürerek netlik yapmaktadır.

                                                                                






Tüm AF lensler, AI-s lenstirler ve Nikon’un manuel gövdelerinde mükemmel çalışırlar. NON-AI gövdelerde kullanmak için bu  lenslerin üzerine diyafram birleştirme halkası takılmalıdır.

AI-P: 1988

Bu geçici ve etkili olmaya buluş, Nikon’un 1988 yılı civarında AF Süper tele lensleri geliştirmeden önce manuel AI-s lenslere AF kontaktları ekleyerek geçici bir çözüm bulmuştu. 1988’ de Nikon en uzun odaklı lensi 300 mm f2.8 idi. Bu lensten birkaç tane yapılmıştır. 1988 Yılında 500 mm f/4 P ve 1200-1700 mm f/5.6-8.0 P ED ve yeni olarak da 45 mm f/2.8 P. Matriks ölçüme olanak veren bu lensler AF, makinelerdeki tüm modlarla da çalışmaktadırlar.

Bu lensler tekrar hatırlatmakta fayda var ki manueldirler. Yani netlik elle çevrilerek yapılmaktadır. Pozlama ve ölçüm ise, lense eklenen AF kontaktları tarafından gövdelere elektronik olarak iletilmektedir.

AI-P Nikon D lens değildir.

AF-n (AF-Yeni Makyaj): 1990

Bu yeni makyaj erken döneme ait AF lenslerle yeni versiyonları ayırt etmek için  geliştirilmiştir.

1980’lerin ortalarındaki ilk AF lenslerin elle netlik yapma halkası hem sert hem de inceydi ve bu özelliğinden dolayı kimse sevmemişti. Nikon, kimsenin dokunmak istemeyeceği, AF motorun çevirdiği ama büyüklüğü nedeniyle el ile tutması zor olan lensi üretmenin gereksiz olduğunu düşünüyordu.

Sonunda fotoğrafçılar, üzeri lastik kaplı, geniş ve geleneksel netlik halkasını tercih ettiler.

Bu nedenle AF-n lensler, 1980’lerin sonlarında lastik kaplı netlik halkalı modeli ile erken döneme ait, manuel netlik halkası olmayan AF modelleri arasında çizim farkları kadar önemsiz farkla kullanımıştır.

Günümüzün tüm AF lensleri kesinlikle 1980’lerin sonlarına ait, AF-n lenslerden daha yeni olsa da büyük bir yeniden tasarım olmadıkça yeni bir adlandırma kullanılmamıştır.

Çipli Lensler : 1990

Nikon’un en iyi AF kameraları her zaman manuel netlik yapan lensleri kullanırlar. 1988 Yılında üretilen Nikon F4 tam matrix ölçüm yapabiliyordu. Nikon F5, F100 ve F90 gövdelerde ise temel ölçümlere izin veriyorlardı.

2004 yılından bu yana Nikon’un en iyi filmli ve dijital gövdeleri, manuel lenslerle mükemmel bir uyumla çalışmaktadırlar. Özellikle D5, D4, D4s, D3X, D500, D800, D810, D300, D700, D3, F6, D200 gibi gövdelerde kullanacağınız lensin odak uzaklığını ve en açık diyaframını kameranın manuel kamera menüsünden girerseniz, sadece A ve M modunu kullanarak çektiğiniz fotoğrafların tüm EXIF verileri kaydedebilir ve renkli matrix ölçüm yapabilirsiniz. P ve S modlarını kullanamazsınız.

Manuel lensler, ucuz, eski filmli ve dijital makinelerde, ölçüm yapamadıkları için kullanılamazlar. Bu makinelerde yeni AF lensler kullanılmalıdır. Ancak isterseniz, bu web sitesindeki firma ile bağlantıya geçip, manuel lenslerinize (http://legacy2digital.com/nikon/) CPU kontaktları taktırıp, lenslerinizi ucuz gövdelerle bile tüm çekim modalarında ve tam matrix ölçüm ile çalışmasını sağlayabilirsiniz.

AF-D, "D Tipi" (Konu Uzaklığının iletildiği lens): 1992

Bu lensler, lensin fotoğrafı çekilecek cisimle arasındaki uzaklığı gövdeye bildirirler. Özellikle flaş ile birlikte pozlandırmanın çok daha kesin olmasını sağlar.

D tipi lensin farkını en iyi flaşlı çekilecek bir fotoğrafta konunun, karenin çok az kısmında yer aldığı durumlarda, aynada yapılacak çekimlerde veya konu çok parlak yada karanlıksa görürsünüz. Uzaklık bilgisinin iletilemediği D olmayan objektiflerde bu tip garip durumlarda, kameranın yanlış pozlama ile yanılması daha olasıdır.

Birçok AF-D lens aslında hem AF hemde AI-s özelliklidirler ve manuel netlik yapılan makinelerde mükemmel bir şekilde çalışırlar. Lensin D olmasının netleme hızıyla direkt olarak bir bağlantısı yoktur.

Son olarak üretilen tüm AF lensler, AF-S ve özellikle G lensler de D tipi lenstirler. Nikon bu lenslere D ibaresi yazmıyor.

AF-I (AF-Dahili Motor): 1992

Bu lens, lensin içine netlik yapması için motor yerleştirme ile elde edilmiştir. Gövde ve lens arasında mekanik bir bağlantı bulunmadan, makinenin bunu elektronik olarak gerçekleştirmektedir.

Nikon’un 1990 öncesi piyasaya sürdüğü süper telefoto lensler AF-I lenslerdi.

Tüm Canon lensleri, ucuz olanları da dahil bu tip lenstir.

AF-I Lensler alınmadan önce sahip olduğunuz Nikon AF gövde ile bu lensle netlik yapıp, yapamadığınızı mutlaka araştırın. AF-I lensler genellikle 10.000 dolar civarındadır. Nikon haklı olarak bu pahalı özelliği, ucuz gövdelerde kullanmanın mantıksız olması nedeniyle, bu lensleri ucuz gövdelerde kullanılmayacak şekilde dizayn etmeyi seçmiştir. Nikon F60’a 10 dolar maliyet ekleyerek, bu lensi kullanacak şekilde neden üretsin ki; Nasıl olsa bu gövdeyi kullanan hiç kimse 600 mm f/4 lensi, kullanamayacak.  

AF-I lensler otomatik ve manuel netlik (A/M) arasında yarım yamalak netlik yapacak şekilde piyasaya sürüldü. Hızlı ve kötü bir çözüm.  Manuel netliğe zoraki geçmek için odaklama halkasını tutarken parmağınızı netleme butonunda (kameradaki deklanşör) tutmak zorundaydınız. İyi denemeydi ama hala Canon'un yıllar önce kullandığı sisteminin gerisindeydi. Nikon'un AF-S lensleri bu konuda çok daha iyidir.

300/f2.8 ve 600/f4 AF-I lensler çok hızlı değillerdi. Netlik yaparken gıcırdama yapmaktaydılar. 400/f2.8 Lens ise en yenisi ve diğerlerinde daha iyi bir lensti. Netliği çok hızlı ve çok sessiz bir şekilde tıpkı AF-S lensler gibi yapıyordu.

Tüm AF-I lensler AF, AI-s ve olasıklıkla AF-D lenstirler. Tüm manuel gövdelerde tüm özellikleri bakımından mükemmel olarak çalışırlar. NON-AI kameralarda kullanılmak istenmesi durumunda sadece bir birleştirme halkasına ihtiyaç duyulmaktadır.

AF-I lens, Nikon F100 üzerinde denenmiş ve diğer AF lenslerle aynı enerjiyi kullandığını belirlenmiştir.

AF-S (AF-Silent Wave Motor: Sessiz motor): 1998

Nikon D3xxx ve D5xxx serisi kameralar, AF-S ve AF-I lenslerle çalışabilmektedir. Bu lenslerin içinde netliği yapabilmek için motor bulunmaktadır. Ana avantajı hız değildir. Bu lenslerin en büyük avantajı; kullanıcıyı AF ve Manual modlar arasında geçiş için kullanılan netlik düğmelerine gerek duymadan, lens AF modunda iken bile manuel netlik halkasını çevirerek elle netlik yapmaya izin vermesidir.

AF-S lensler gövdenin gönderdiği elektronik komutlarla çalışmaktadır. 1988 Öncesi üretilmiş eski gövdeler ile çalışmamaktadır. 1988 Yılında üretilen filmli F4 ve daha sonraki gövdelerde çok iyi bir şekilde çalışmaktadırlar.

Tüm AF-S lensler AF-D dirler. G yani diyafram halkaları olmayan modelleri dışında manual netlik yapan gövdelerde çok güzel bir şekilde çalışmaktadırlar. AF-S lensleri NON-AI gövdelerde kullanılmak istenirse, ölçüm için aşağıdaki fotoğrafta görünen bir birleştirme halkasına ihtiyacınız olacaktır.
AF-S lenslerin diyafram halkası olmayan modelleri olan G, AI-s lens değildirler ve eski manual gövdelerde kullanılamazlar. Bu lensler Nikon F100 üzerinde güç tüketimi bakımından test edilmiş ve diğer AF lensler kadar enerji kullandıkları saptanmıştır.

18-55 Gibi ucuz AF-S lensler, elle netlik yapılan halkaları olmadığı için elle netlik yapılamamaktadır. Diğer AF-s lensler bunu yapabilmektedirler.

G Lens: 2000 (Manual gövdelerde çalışmazlar)

G lensin bir özelliği değildir. Bu lenslerin diyafram halkaları maliyeti ucuzlatmak için diyafram halkasız olarak üretilirler. G lensler eski gövdelerin birçok özelliğini kullanılamaz hale getirmiştir.

Bu lensler, gövdeden diyafram seçmenin mümkün olmadığı eski gövdelerde kullanılamamaktadır. Lensi makineye takabilirsiniz ama en açık diyaframını ve ölçümünüz ise 6 stop kısık olarak yapılacaktır. Çünkü gövdenin diyaframın ne olacağını hesaplamasına imkan yoktur.

Bu saçma bir durumdur ve Nikon FA gibi  kapalı devre pozometrik sistem kullanan kameralarda A modunda kullanılabilir, tabii zamanınızı bu şekilde harcamak isterseniz.

G lensler şu andaki tüm AF gövdelerle diyafram halkası olmadığı halde gayet iyi bir şekilde çalışmaktadırlar. Nikon 8008 (801) ve 6006 (601) modellerinde A ve M modunu kullanamayabilirsiniz.

Tüm G lensler aynı zamanda D lenstirler ama AI-s değildirler.

Diyafram halkasının kaldırılması Nikon için bir geçiştir. Nikon, lens tasarlarken, tasarladıkları lensleri, üretiminden 15-20 yıl sonrasında bile eski gövdelerde kullanılmalarını mümkün kılacak şekilde yapıyordu. 20 Yıl önce geliştirilen AF gövdeler, birçok çekim modunda diyafram halkasına ihtiyaç duymuyorlardı. G lenslerin, Nikon FM-3a modelinde kullanılamamasına en çok koleksiyoncular homurdanmışlardı. Halbuki, günümüzde üretilen tüm AF ve eski manuel lensler, 1977 yılından bu yana üretilmiş tüm gövdelerde mükemmel bir şekilde kullanılabiliyordu. Hatta bu lensler diyafram birleştirme halkası takılarak yapılacak küçük bir değişiklikle, 1959 yılında üretilmiş Nikon F modelinde bile kullanılabiliyordu. G lensler ise halen manual gövdelerde kullanılamayan bir lenstir.

Bir AF gövde G olmayan bir lenste diyaframı şu şekilde kontrol eder. Lensi taktıktan sonra diyaframı en büyük değere genellik f22’ye getirip, lensin kenarındaki kilitleme tuşu ile kilitlersiniz ve her şey gövde tarafından kontrol edilir. Taktığınız lensin en büyük değerde olmaması durumunda gövde size vizörde F-- hata mesajı verir ve diyaframı en büyük değere getirmenizi ister.

PC-E (Electronik Diyafram): 2008

Nikon Canon’un 1980’lerde yaptığını yapmaya karar verdi ve 24 mm PC-E, 45 mm PC-E ve 85 mm PC-E gibi en son geliştirdiği lenslerde diyaframı elektronik olarak kontrol eden PC lensleri geliştirdi.

2008 yılında bu elektronik kontrol edilen diyaframlar sadece 2007 yılından sonra üretilmiş gövdeler olan D300, D700 ve D3’de doğru olarak çalışmaktadır.

AF-P (Video için sessiz netleme): 2017

Bu lensler, özellikle video çekimlerinde odağı değiştirip, tekrar netleme yapıldığında, AF-S lenslerin videoya yansıyan netleme seslerini gidermek için 2017’ de piyasaya sürülmüş lenslerdir. 18-55 Gibi ucuz versiyonlarında bile daha önce AF-S lenslerde bulunmayan elle netleme özelliği bulunmaktadır.