Bu
yazıda 13 Kasım 2012’de 83 yaşında aramızdan ayrılan ve renkli dijital
fotoğrafçılığın babası diyebileceğimiz, Bryce BAYER’in icat ettiği Bayer renk
filtresi, Faveon X3 ve Nikon’un geliştirdiği LB-CAST sensörlerindeki renk
yakalama tekniği ve sensörlerin genel çalışma ilkeleri hakkında kısa bilgiler
paylaşacağım. Önce dijital fotoğrafçılığın nasıl doğduğuna kısaca bir bakalım.
Dijital
fotoğrafçılık da diğer bir çok teknolojik yenilikler gibi; ABD ve Rusya
arasındaki uzay yarışının bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır diyebiliriz. Düşünün,
gezegene insansız uzay aracı (radyo sonda) gönderiyorsunuz ve beklentiniz
gezegenin fotoğraflarını çekip dünyaya göndermesi. Bu araçlar, teknik olarak geri gelemeyecek. Yani çektiği
fotoğrafları dünyaya radyo sinyalleri ile göndermesi gerekli. Bunu yapmak için
elbette fotoğrafları dijital formatta çekmeleri veya çektikleri fotoğrafları
dijital formata dönüştürmeleri gerekli.
Sensörler, aslında görüntüyü dijital olarak değil Analog olarak algılarlar. Sensörlerin herbir pixel’ini oluşturan parçalara PHOTOSITE denir. Photosite’lar; Pozlama sırasında ışıktan gelen enerjiyi (foton) elektron olarak içlerine depolar. İşlem buraya kadar Analog olarak gerçekleştirilir. Bundan sonra bir A/D yani Analog sinyalleri Dijital sinyallere çeviren bir dönüştürücü sayesinde herbir photosite da bulunan elektronlar dijital sinyaller olarak kodlanır. 0 (sıfır) değeri SİYAH, 1 değeri BEYAZ, 0 ve 1 değeri bir arada olursa % 50 GRİ renk kodlanmış olur. Sensör bu haliyle siyah-beyaz görüntüler kaydedebiliyordu.
Sensörler, aslında görüntüyü dijital olarak değil Analog olarak algılarlar. Sensörlerin herbir pixel’ini oluşturan parçalara PHOTOSITE denir. Photosite’lar; Pozlama sırasında ışıktan gelen enerjiyi (foton) elektron olarak içlerine depolar. İşlem buraya kadar Analog olarak gerçekleştirilir. Bundan sonra bir A/D yani Analog sinyalleri Dijital sinyallere çeviren bir dönüştürücü sayesinde herbir photosite da bulunan elektronlar dijital sinyaller olarak kodlanır. 0 (sıfır) değeri SİYAH, 1 değeri BEYAZ, 0 ve 1 değeri bir arada olursa % 50 GRİ renk kodlanmış olur. Sensör bu haliyle siyah-beyaz görüntüler kaydedebiliyordu.
1969 Yılına gelindiğinde Charge-Couple
Device (CCD) Bell Laboratuvarlarınca icat edildi ama o zamanlar Bayer renk
filtresi olmadığı için görüntü siyah-beyazdı.
Aşağıda soldaki şekilde, sensörde bayer renk filtresi olmadığı için sağda
gördüğünüz şekilde tüm pixellere KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerinin hepsi ulaşmakta ama bu renkleri
kaydedecek bir sistem olmadığı için görüntü siyah-beyaz olmaktaydı.
İlk geliştirilen renk filtresiz sensör |
Işık, tüm pixellere 3 ana renkle giriyor |
1976
Yılına gelindiğinde ise Kodak şirketinde çalışan Bryce BAYER, sensör üzerine
daha sonra kendi adıyla anılacak ve her pixel’de sadece bir rengin
yakalanabileceği KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerden oluşan, BAYER renk filtre
dizilimini icat ederek, patentini aldı. Aşağıda solda Bayer renk filtresi,
görünmektedir ve bu filtre sensör üzerinde yer almaktadır.
Sensörün üzerindeki Bayer Renk filtresi |
Işık, her pixele sadece 1 rengi kaydetmek için geliyor |
Sensör,
ışığın sadece ŞİDDET ve KONTRAST’ını kaydeder. Renkleri ise üzerine
yerleştirilmiş Bayer renk filtresi kaydetmektedir.
Bayer
renk filtresinde görüntüyü oluşturan her pixelde sadece 1 renk bilgisi
bulunduğundan, görüntüdeki 1 pixel’e denk gelen noktanın gerçek renginin ne
olduğunun anlaşılması için o noktanın KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerde
olduğu kabulüyle interpolasyon denilen hesaplama tekniğine başvurulur. Çünkü,
yukarıdaki Bayer filtresindeki renklerin dizilimine dikkatli bakarsanız;
MAVİ rengi yakalayan renk hücresinin
etrafında 4 KIRMIZI ve 4 YEŞİL renk yakalama hücresi
KIRMIZI rengi yakalayan renk hücresinin etrafında 4 MAVİ ve 4 YEŞİL renk yakalama hücresi
YEŞİL rengi yakalayan renk hücresinin etrafında 2 KIRMIZI ve 2 MAVİ renk yakalama hücresi bulunuyor.
KIRMIZI rengi yakalayan renk hücresinin etrafında 4 MAVİ ve 4 YEŞİL renk yakalama hücresi
YEŞİL rengi yakalayan renk hücresinin etrafında 2 KIRMIZI ve 2 MAVİ renk yakalama hücresi bulunuyor.
Yani 2 tane KIRMIZI ve 2 tane MAVİ renk yakalama hücresi eksik.
Renk yakalama hücrelerinin eksikliği nedeniyle, renklerin interpolasyon denilen karışık algoritma ile hesaplanması gerekir.
Bryce Bayer'in renk yakalama filtrelerinin dizilimi ve çalışma ilkesi |
Yukarıdaki
şekilde Bayer renk filtresinde KIRMIZI ve MAVİ renkleri yakalayan filtrelerin YEŞİL rengi yakalayan filtreye göre daha az olduğunu görüyorsunuz.
Bu ise herbir pixele denk gelen yerdeki gerçek rengin 1 renk yakalama hücresi
ile anlaşılamayacağını ve mutlak surette interpolsayona ihtiyaç duyulacağının göstergesidir.
CCD ve CMOS görüntü
işlemcisi kullanan tüm dijital kameralarda Bayer renk filtresi
kullanılmaktadır. Renk filtresinin farklı bir tekniği ise Sigma firmasının
patentini aldığı ve üretimi pahalı olduğu için geliştirmekten vazgeçtiği CMOS
tabanlı FAVEON X3 görüntü sensörüdür. Bu sensörde fark; Her bir pixelde KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerinin
her üçüde katmanlar şeklinde ve aynı pixelde bulunmaktadır. Her renk, kendi
katmanında yakalanarak tespit edilmektedir. Yani herhangi bir pixeldeki gerçek
renk, her 3 renginde burada yakalanması nedeniyle interpolasyon denilen tahmin
yöntemine gerek olmaksızın doğru olarak tespit edilebilmektedir. Aşağıda bir film ve Faveon X3 sensörünün benzerliği
görülmektedir. Bu durumda filme en yakın sistem Faveon X3 sensörüdür.
Faveon X3 sensörü ve filmin benzerliği |
Şimdi
de Bayer renk filtresi ile Faveon X3’ün kıyaslamasını biraz daha yakından inceleyelim.
Faveon X3 ve geleneksel CCD veya CMOS renk yakalama karşılaştırması |
Solda,
CMOS tabanlı Faveon X3 sensörü ve sağda ise CCD veya CMOS üzerine
yerleştirilmiş Bayer renk filtresi içeren görüntü sensörleri yer almaktadır.
Faveon X3 sensöründe yukarıda açıklandığı üzere herbir pixelde KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerinin
her üçüde katmanlar halinde aynı yerde bulunduğu için o pixeldeki gerçek rengin,
interpolasyon yöntemi ile hesaplanmasına gerek olmaksızın doğru olarak tespit
edilebilmektedir. Sağdaki geleneksel Bayer renk filtresinde ise herbir pixelde KIRMIZI, YEŞİL, MAVİ (RGB) renklerden
sadece bir tanesini yakalayan renk yakalama filtresi bulunduğu için buradaki
gerçek renk, mutlak surette interpolayon denilen hesaplama tekniği ile
hesaplanmaya ihtiyaç duymaktadır.
Nikon’un
2003 ve 2005 yıllarında Amiral gemileri olan Nikon D2H ve Nikon D2Hs kameralarında
kullandığı LB-CAST adlı yeni sensör de Faveon X3’e benzer bir mantığa sahipti ama
renk yakalama hücreleri bakımından farklı bir mimari dizilime sahipti. Gerek Nikon,
gerekse Sigma firması bu tip sensörlerin üretiminin pahalı olması gerekçesiyle filme
en yakın olan bu sensörleri geliştirmeyi bırakmışlardır. Nikon, kendi mühendisleri
tarafından dizayn edilen CMOS sensörleri genel olarak Sony firmasına ürettirerek kameralarında
kullanmayı tercih etmiştir. Çünkü geliştirmeye çalıştıkları LB-CAST sensör, onu
geliştirenlerin ifadesine göre yaklaşık olarak 1 kamera fiyatına mal oluyordu.
Sensörlere, renk filtresi geliştirerek, siyah-beyaz dünyamızı renklendiren ve renkli
dijital fotoğrafçığın babası Bryce BAYER’i insanlığa yaptığı bu değerli katkısı
için saygı ile selamlıyorum.