Sayfalar

13 Mart 2012 Salı

Faz algılamalı otomatik netliğin tarihçesi

Bu yazıda; Önceleri filmli kameralarda ve şu anda da dijital kameralarda kullandığımız Faz Algılamalı Otomatik Netlik (AF) fonksiyonunun nasıl geliştirildiği ve geliştirildiği yıllarda patent sorunu nedeniyle Minoltanın ve diğer firmaların başına ne gibi sorunlar açtığı ile ilgili bilgiler bulacaksınız. Ayrıca, Faz Algılamalı sistemi ilk olarak kamera gövdesine değil de lense, daha doğrusu netlik yapan elektronik ekipmanların lensin alt kısmına yerleştirildiği çok yavaş netlik yapan sistem ile yapılan denemeleri gördüğünüzde teknolojinin nereden nereye geldiğine tanık olacaksınız...Aşağıda 35-70 mm f/2.8 Pentax marka bir AF lens görülmektedir.
Pentax 35-70 mm f/2.8 AF lens
Minolta’nın Faz Algılamalı AF teknolojisi; Norman L. Stauffer tarafından Leitz Correphot Sistem firmasında konuyla ilgili yaptığı kısmi çalışmaları sonucu 22 Ocak 1980 tarihli ve 4185191 numaralı Amerikan patentli ile kayıt altına alınmıştır.

Bundan sonra sıra Minolta’nın Leitz Correphot Sistem firmasının sahip olduğu lisansı satın almasına gelmişti. 1983 Yılında CCD  algılayıcı kullanarak geliştirdikleri AF sistemini 1985 yılında piyasaya çıkardıkları Minolta Dynax 7000AF  modelinde kullandılar.  Bunun üzerine Stauffer; 17 Mayıs 1983’de daha önce 1980’ de aldığı patenti 4384210 Amerikan patent numarası ile Minolta’nın AF sistemini de en detaylı biçimde kapsayacak şekilde genişleterek Honeywell firması adına aldı. Bu sisteme Honeywell VISITRONIC TCL AF ve Minolta ise FAZ ALGILAMALI AF diyordu.  KONTRAST AF, de yine Norman L. Stauffer tarafından icat edilerek 1977 yılında piyasaya sürülen Konica C35AF modelinde kullanılmıştır.  Norman L. Stauffer 1973-1983  yılları arasında bir sürü patent dosyası hazırlamış ve bu dosyalardan bir çoğu PASİF AF sistemine aitti. Tüm bu patentler Honeywell firması adına alınmıştı.

Minoltanın FAZ ALGILAMALI AF sistemi olarak adlandığı ve 1985 yılında Minolta Dynax 7000AF marka kamerasında kullanarak Honeywell’ in patent haklarını ihlal ettiği için Honeywell Minoltayı dava etmiş ve 1991 yılında Honeywell, Minoltaya açtığı davayı kazanarak, takip eden 4 yıl boyunca patent hakları ihlali nedeniyle 127.6 milyon dolar tazminat almaya hak kazanmıştı. Ayrıca ASAHI, CANON, KONICA, NIKON ve OLYMPUS firmaları HONEYWELL’ e toplam olarak 303.1 milyon dolar telif hakkı ödemek zorunda kaldılar . Çünkü onlarda aynı sistemi kendi kameralarında kullanmışlardı.

Honeywell firması telemetreli ve SLR kamera üretmenin yatırım maliyetinin yüksekliğinin ispatlanması üzerine, patent teknolojilerinin haklarını Leitz firmasında  kullanmaya karar verdi. Leitz sadece çalışan prototipler üretti. ASAHI ilk AF SLR kamerası ME-F ‘i 1981 yılında üretti fakat bu model tam AF değildi ve ticari bir başarısızlık olduğunu kanıtladı. Bu kamerada kullanılan AF sistemi 1977/1978 yılında Konica C35AF modelinde kullanılan Honeywell'in TCL AF sisteminin minyatürleştirilmiş modülünden ibaretti. Sonradan da Minolta; Leitz’ in Correphot sistemini kullanarak SLR gövdeye lensi kumanda edebilecek tam entegre bir motor yerleştirmişti. 1985’ de Honeywell kendi ürettiği kameralarda kendi patent haklarını kullanma fikrinden vazgeçti. Honeywell 1980’ li yıllarda patent haklarına etkin bir şekilde sahip çıkarak, Japon kamera üretim şirketlerinin kendisine ait patent haklarını kullanrak SLR AF sistemlerindeki ilerlemelerine karşı açtıkları davalarla konumunu korumaya çalışıyordu.

FAZ ALGILAMALI AF SİSTEMİNİN GELİŞTRİLMESİ

SLR kameraların AF sistemlerini geliştirmeye 1970 ve 1980’li yılların sonlarında başlamıştır.           Leitz Camera AG firması, Correphot firması ile birlikte ilk AF sistemi prototipini geliştirerek Photokina 1976’da tanıtan firmadır. Bu sistem Leicaflex SL2 temelli bir tasarımdı.

Ana aynanın altında bulunan ikincil bir aynadan sapan ışık demetlerini tanıyan sistemdi. Correphot firmasının kullandığı sistemde; Cismin aynı noktasından gelerek lensin 2 zıt uç noktasından geçen 2 temel ışık demetinin arasında “MAKSİMUM BAĞLANTI” bulunmaktadır. Kontrol ünitesi olarak adlandırılan CK, gelen bu bilgiye göre karar vermektedir. SL2 kamerasının üretimi 1976 yılında durduruldu. Bu sırada Leitz firması da ekonomik zorluklar içerisinde olduğu için R3 modelini üretmek için Minolta ile işbirliği yapmayı seçti.

AF kontrol ünitesi R4 MOT prototipinin içine yerleştirildi ve 1978  yılında CK3 diye tanıtıldı. 1980 Yılında ise R4 MOT CM2 olarak tanıtıldı. Leica R4 Minolta ile işbirliği yapılarak geliştirildi. Leitz AG şirketi bu şekildeki hiçbir AF prototipini piyasaya  sürmedi. Gerçektende Leica R serisi 35 mm SLR kameralarda AF özelliği yoktu.  Merakla beklenen ve hakkında Faz Algılamalı AF sistemli olarak piyasaya çıkacağı ile ilgili söylenti çıkarılan Leica R10 DSLR kameranın AF özelliği 2009 yılı ortalarında iptal edildi. Bu ise sanki Leitz Camera AG firması 1960’ lı yıllara dönerek kameraların nasıl otomatik netlik yaptığını keşfetmeye başlaması gibi birşeydi. Leitz Wetzlar Gmbh 1996 yılında Leica Camera AG firmasının son derece tutucu yönetim kurulu üyeleri; Leica SLR kamera kullanıcılarının netliği kendileri yapmayı tercih edeceklerini ve bu nedenle de Leica SLR kameralar için AF özelliğin gereksiz bir özellik olduğu yönünde bir açıklama yapmışlardı. Bu görüş belki filmli SLR kameralar için geçerli olabilirdi ama dijital SLR’ ler için geçerli değildi. Çünkü görüntü algılayıcıları 135 format roll filmlerden daha çok övgü alıyorlar ve gereğinden fazla talep görüyorlardı.
Nikon, Leica’nın AF patent haklarını satınalarak, 1983 yılında Nikon F3 AF modelinde kullandı.

Sonraki Leitz's Correphot CK3 sistemi 1978 yılında Photokina’da Pentax K2MD AF zoom modeli olarak tanıtıldı.  Honeywell’ in visitronic sistemini kullanıyordu. Bu sistem pratik değildi. Çok ağırdı, 1.1 kg idi. Çünkü 4 Tane AA pil kullanmanız gerekiyordu. Çok yavaş ve düşük kontrastlı konularda netleme yapamıyordu. 
Correphot sistemli CK3 PENTAX K2 MD AF
1980 Yılındaki Photokina’da Ricoh 50 mm standart lens, Visitronic modül ile donatılarak görücüye çıkmıştı.
1980 Ricoh 50 mm Visitronic modüllü


ve Canon A-1, 35-70 mm f/4 zoom bir lense monte edilmiş elektronik bir uzaklık ölçüm sistemi ve netlik yapan aşağıda görülen motorlu bir sistemi denemişti.



Canon A-1, 35-70 mm f/4 lensle



Sistem hantal ve pratik değildi. Fakat daha sonradan 1995 yılında Zeiss firmasının Contax AX modelinde kullanıldı.

1981 Yılındaki Photokina’da Pentax ME-F, 35-70 mm f/2.8 güçlü zoom lensle ilk kez göründü.  Parlak ışığın olmadığı ortam dışında çok ağır netleme yaptığı ve ihtiyacı karşılamadığı ispatlanmıştı. Bu kamera genel olarak ilk SLR AF kamera olarak bilinir. Kameranın 1985 yılına kadar üretimde kalmasıda bu görüşü anlamlı kılmaktadır.
1981 Pentax ME-F 35-70 mm f/2.8
1982 Yılındaki Photokina’da Canon gövdesine hızlı netlik algılayan sistem yerleştirilmiş Canon AL-1 modeli ile görücüye çıktı. Bu sistem pil gücüyle otomatik netlik yapan bir netleme sistemi değildi. Netlik düzlemi vizörde tanımlanmıştı. Sistem karedeki kontrast’ı değerlendiriyor ve  kontrast’ın en yüksek seviyeye çıktığı noktada netlik tamam diye vizörde kullanıcıya bilgi veriyordu. Ayrıca netliğin yapılması için lensi çevireceğiniz yönü de aşağıda 7 ve 9 numara ile bildiren KIRMIZI oklarla kullanıcılara yardımcı oluyordu.


Oysa gerçek hayattan kareler çektiğiniz durumlarda kamera size hız sınırlarını gösteriyordu. Bu sistem de 10 Aralık 1985 tarihinde Amerikan patent numarası 4557580 olarak patentlenmişti.

Yine Photokina 1982’de Olympus OM30 modeli 35-70 mm f/4 lense yerleştirilen aşağıda gördüğünüz faz algılmalı sistemle tanıtılmıştı.
1982 Olympus OM30 35-70 mm f/4
Contax’ ın 1980 yılındaki prototipi 137-MD ilginç bir özellik eklenmişti. AF motoru ayna kutusunun içine yerleştirilmişti. Lensin netlik yapan sistemine hareket bayonete yerleştirilen bir çatal ile sağlanıyordu. Garip bir biçimde Zeiss; Bu çok verimli olduğu ispatlanmış sistemi kullanmaktan vazgeçti. Sistemi Minolta, Pentax ve Nikon kullanılmaya başlanmıştı bile...

1983 Yılındaki Photokina’da Nikon aşağıda görülen hantal TTL AE DX-1 vizör pentaprizmasıyla F3 modelinin değişikliğe uğratılmış modeli olan Nikon F3 AF’ yi piyasaya sürdü.
1983 Nikon F3 AF
Faz algılama ünitesi ayna kutusunun altına yerleştirilmişti ve lensi kumanda eden motor da lensin içine yerleştirilmişti. Netliği algılayan CCD algılayıcı ise Honeywell tarafından üretilmişti.
1983 Nikon F3 AF


1983 Nikon F3 AF
1985 Yılındaki Photokinaya Minolta Dynax 7000 ‘in bomba etkisi yapan çıkışı damgasını vurdu. Çift sensörlü Faz algılamalı AF sistemi ve lensi kumanda eden motor ünitesi ayna kutusunun içinde ve tüm parçalar eksiksiz biçimde entegre olarak çalışıyordu. Olağanüstü bir başarıydı. Bu mühendislik ve mimari Pentax ve Nikon tarafından kopya edildi.  
1985 Minolta Dynax 7000 AF
Nikon’un 1986 yılındaki Photokina’daki cevabı Nikon F501 modeliydi. Bu modelde Honeywell’in AF modülü kullanıldı ama bu sefer kameradaki motor ve F lens bayoneti değiştirilmişti.
1986 Nikon F-501
1987 Yılında Canon MOS AF algılayıcılı EOS650 QD modelini piyasaya sundu. 
1987 Canon EOS650 QD
1988 Yılında Pentax SFX modelini SF1 olarak K-AF olarak adlandırdığı yeni lens bayonetini değiştirerek piyasaya sürdü.   
1988 Pentax SF1 yeni K-AF bayonetli
1988 Yılında Nikon F4 piyasaya çıktı.  
1988 Nikon F4

Nikon, Pentax, Olympus Ricoh firmalarından hepsi Honeywell’ in Visitronic AF modülünü kullandılar. Elbette bu haklar Honeywell tarafından bu firmalara satılmıştı. Honeywell firması TCL2 AF sisteminin kullanım haklarında elde ettiği kardan çok mutlu olarak sonraki yıllarda durgunlaşarak insan gücüne yatırım yapmaya devam etti. Nikon, Minolta ve Pentax Honeywell’in sistemini küçültmeye başladığında, Minolta tamamen hazırlıksız yakalandı. Kendi AF sisteminin tasarımını kendisi yapıp geliştirerek, Dynax 7000 AF SLR kamerasında kullandı ve bunu Amerikan piyasasında Maxxum adı altında pazarladı. Honeywell, Minoltanın kendine ait patent haklarını ihlal etmesi ile ilgili şartların oluşmasını ve Minoltanın satışların yükselmesini bekledi ve şartlar oluştuktan sonra yasal işlemleri başlattı. Bu Honeywell’i tüm yeteneksizliğine maddi bir karşılık olması için yıllar önce tezgahlanmış alaycı bir manevraydı.

Honeywell, kendi patent haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle Minoltaya karşı dava dosyası hazırladı. Minolta’nın, Honeywell’e Jürinin belirlediği 95.490.000 dolar ve yıllık faizleriyle birlikte toplam 127.500.000 dolar zarar tazminatı ödemeye mahkum etti. Maliyet, Honeywell’ in mahkemeye sunduğu ekipmanlar üzerinden hesaplanmıştı. Bu tazminatın içinde kameralar, lensler ve Honeywell’ in patenti olan AF sistemi ile direkt olarak ilgisi olmayan bir sürü ek şeyler vardı. Bunun anlamı lisans bedeli olarak kamera başına 71 $ yani kameranın bedelinin % 13.4’ü olarak hesaplanmıştı ama normalde % 3 olarak hesaplanıyordu. Dava devam ederken Honeywell; Minolta Maxxum kameraların ithal edilmesine de yasak koydurarak, Minoltaya bir darbe daha vurdu.

Honeywell 1983 yılında herhangi bir zamanda Minoltayı dava ederek, AF pazarına girebilirdi ama yapmadı. Yerine Minoltanın SLR ve Kompakt kameralarının satış adetlerinin yükselmesini bekledi. Bunun üzerine Minolta AF teknolojisinin kendi dizaynları olduğunu ve sistemi kendilerinin geliştirdiği fikrini temel kabul eden bir görüşle Honeywell firması ile mahkemede savaşmaya karar verdi. Minolta kendi AF teknolojisinin temelde Honeywell’in telemetre sisteminden farklı olduğunu mahkemede çok doğru bir şekilde savundu. Honeywell’in avukatları; Minoltanın Faz Algılamalı AF sistemini Stauffer’in 1983 yılından önce patentini aldığını yani patent başvurusunun 1981 yılında yapıldığını ve 1983 yılından önce verildiğini ve böylece Minoltanın kendi sistemini ne zaman geliştirdiğini merak ettikleri yönünde güçlü bir savunma yapmışlardı. Minolta 1991 yılında Honeywell’in Minolta Maxxum modellerinin  ithal edilmesi ile ilgili ihtiyati tedbir kararına kadar kendi ayakları üzerinde durabiliyordu. Bu Honeywell tarafından uygulanan ve Minolta markasına olan güveni sarsmak için tezgahlanmış başka bir alaycı oyundan başka birşey değildi. Minoltaya olan güveni sarsmayı başardı da. Minolta; Markasının imajından önce Honeywell’in kendi aleyhine açtığı yasal süreci bir an önce sonlandırmaya karar verdi.

Honeywell’in TCL2 visitronic modülünü lisans altında kullanan diğer Japon kamera firmaları ne yaptı. Honeywell’in fırsatçı yaklaşımları ile Minoltayı yıkmasından sonra sıra onlara da gelmişti. Bu firmalar, Honeywell'e 1995 yılında telif hakkının bittiği yıla kadar ek olarak telif hakkı ödemek zorunda kaldılar. Bu onlara pahalıya mal olmuştu. Daha sonra tüm dosyalarını toplayıp Honeywell’i Japonyada dava etmişlerdi. Sonuç çok değişik olmuştu. Honeywell, Minoltanın adını Amerikada lekelemesi sonucunda paçasını kurtarmıştı ama Japonyadaki bir sürü büyük kamera üreticisine karşı bunu başaramamıştı.

Şubat 1992 de New Jersey Federal bölge mahkemesi; Minoltayı, Honeywell firmasına ait AF teknolojisi ile ilgili patent haklarını ihlal ettiği ve firmaya maddi zarar vermesi gerekçesiyle 96 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum etti. Honeywell ayrıca Minoltadan telif hakkı ve mahkemeden de Minoltanın Amerikadaki satışlarına yasak getirilmesini talep etmişti. Minolta, Honeywell firmasına; Patent haklarını ihlal etmediklerini iddia etmesine rağmen 127.5 milyon dolar ödeyerek, mahkemelerde uzun yıllar mücadele etmenin şirket imajını zedeleyeceğini düşündü ve mahkemelerden uzak durmaya karar verdi.

Honeywell firması daha sonradan Nikon, Canon ve Olympus gibi üreticilere de bu konuyla ilgili dava açacağını ilan etti ve 1987 yılında bu firmaları mahkemeye verdi. Ağustos ayında Honeywell firması, Nikon ve Canonla, Honeywell’ e ait AF teknolojisindeki patent hakların ihlali ile ilgili uzlaşmaya vardıklarını açıkladı. Nikon 1995 yılında patent hakları bitinceye kadar Honeywell firmasına 45 milyon dolar ödeyeceğini açıklamıştı. Canonda benzer bir ödemeyi kabul etmişti. Olympus ve Konica bu uzlaşmanın mahkeme dışında gerçekleşmesini istediler (Asahi optik, Ricoh ve diğer firmalarda aynı yolu izlemeyi tercih ettiler). Honeywell; İçinde Matsushita elektrik ve Kyocera’ nında bulunduğu şirketlerden toplam 124.1 milyon tazminat alacağını açıklamıştı.

SON SÖZ
Çok şükür ki Honeywell firması, AF ile ilgili kendisine tanınan patent hakkının 1995 yılında biten süresini, ne yenilemiş ne de süresini uzatmamıştır. Eğer Honeywell aç gözlülük etmeseydi, 1990 yılında Japonyada yaşanan durgunlukta Minolta'nın ekonomik durumu çok daha iyi olurdu.

Fotoğraf endüstrisinin gelişimi bakımından Honeywell’in hiçbir katkısı olmadı. Tek katkısı; Asahi lisansı altında ithal ettiği Pentax Spotmatic, Heiland Pentax  veya Honeywell Pentax adlı kameraların yalnızca Amerika içinde dağıtımını yapmaktı o kadar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder